Tüp Bebeğin Düşmesi Nasıl Farkedilir? Yol Açan Etkenler

Tüp bebek, çocuk sahibi olamayan evli çiftlerin başvurduğu ve dikkatli tedavi sonucunda olumlu geri dönüşler alınan bir yöntemdir. Fakat bu yöntemde bazen düşük sorunlarıyla da karşılaşılabilir. Düşük neden yaşanır ve nasıl anlaşılır?

Tüp Bebek Nedir

Normal doğal yöntemlerle hamile kalma şansı olmayan pek çok evli çift, gebelik şansını artırmak için kadından alınan yumurtanın erkekten alınan sperm ile laboratuvar ortamında döllendirilip sonradan kadının rahmine yerleştirilmesiyle yapılan bu yöntemi kullanmaktadır. Günümüzde pek çok çift bu yolla hamile kalıp çocuk sahibi olabilmektedir. Sağlıkla ilgili her sorunun tedavisinde riskleri olduğu gibi tüp bebek yönteminin de belirli risklerinin varlığı kabul edilmektedir.

Kadın’dan alınan yumurta ve erkekten alınan spermin laboratuvar ortamında döllenmesiyle yapılan bu işlemler esnasında kullanılan ilaçlar ve bazı işlemlerin yan etkilere ortaya çıkabilir. Hamileliğin gerçekleşebilmesi için rahim tarafından gönderilen sinyalle embriyodan gelen sinyaller birbirine uyum halinde olmalıdır.

Tüp Bebekte Düşüğün Nedenleri

Gebelik oluştuktan sonra bu gebeliğin düşük ile sonuçlanma riski tabi ki vardır. Fakat bu doğal yolla hamile kalan kadınlarda nasıl ise tüp bebek yöntemi ile hamile kalan kadınlarda da aynı sebeplerle düşük olur. Çünkü tüp bebek olması ya da doğal yolla hamile kalınmasına göre düşük farklılık göstermemektedir. Tüp bebek yöntemi kolayca açıklanabilecek bir durum değildir. Birçok karışık olay sonucunda meydana gelir. Bu yüzden işlem başlamadan işlemin detaylı incelenmesi yapılmalıdır. Çünkü tutunma olmamasının bazı sebepleri olabilmektedir. Bunlar embriyonun genetik yapısı, embriyo kalınlaşması, uygulanan ilaçların yan etkileri, rahim içi problemler yaygın şekilde görülen çikolata kistleri ve tedavi ihtimali olmasına rağmen tıkalı tüpler tüp bebek oluşumunu engelleyen olasılıklardır.

Düşüğün Belirtileri

Peki olası bir tüp bebeğin düştüğünü nasıl anlarız? Öncelikle düşüğü tanımlayacak olursak, hamileliğin 20 haftasında herhangi bir sebeple gebeliğin sonlanması olayına düşük adı verilir. Düşük kanama ve şiddetli ağrı ve ardından da gelen kanlı parça ile tanımlanır. Hamile bir kadında yaşanan kanama hiç bir zaman normal olarak görülmemektedir ve en önemli belirtileri arasında bu durum gösterilir.

Kendiliğinden düşün gebeliklerde muayene esnasında rahim açıktır ve kan akışı mevcuttur. Bu tarz gebeliğin sonlanmasını vücut kendi başlatmıştır. Bu duruma tamamlanmış düşük denir. Kanama olmasına rağmen rahim kapalı ve muayene de bebek canlı ise bu durum düşük tehlikesi olarak adlandırılır. Düşük riski var ise yapılaması gereken mutlaka yatak istirahatidir. Cinsel ilişki yasaklanır. Çünkü bu durum rahim kasılmalarına yol açabilir. Tüp bebek tedavisi yapılan ve tedavi sonuç vermesine rağmen düşük yapan kadınların %10-20 oranında bazılarında doğal yolla hamilelik görülmektedir. 35 yaşın altındaki kadınlarda ise düşük sonrası hamile kalma olasılığı daha da artmaktadır.

Bu tarz hamileliklerin sebebi tam olarak bilinememektedir. Düşünülen bir kere hamile kalabilen kadınların ikinci seferde daha rahat oldukları ve kaygılarından uzaklaştıkları için stres yapmamaları üreme fonksiyonlarının daha rahat ve daha verimli çalışmasına neden olduğu düşünülmektedir.

Ama bu şekilde sonlanmış gebeliklerden sonra 2-3 aylık bir zaman diliminin beklenmesi daha doğru olmaktadır. Düşük sonrası bazı kadınların psikolojik destek almaları gerekmektedir. Bu yüzden belli bir süre sonra hamilelik yaşanması daha doğru bulunmaktadır. Tekrarlayan düşük durumlarında laboratuvar ortamında birçok sayıda oluşturulan embriyolardan örnekler alınarak incelenir ve normal olan anne rahmine transfer edilerek hamileliğin tutunma olasılığı artırılmaya çalışılmaktadır.